25 Aralık 2010 Cumartesi

Brian Cox - Rock Star/Fizikçi

Bilim dünyasında var böyle tipler; sürüylen. Bazıları eşe-dosta çalıp keyif yapıyor; ama bazıları da ünlenebiliyor (bkz. Brian May); bazıları da her iki alanda da ünlenebiliyor. Bkz. Brian Cox.

Bu amca (genç görünse de 68 li bir insan kendileri) UK'da bayağı ünlüymüş; BBC'nin bilim başlıklı işlerinde program yapan, konuşan bir kimse imiş.

Şu aşağıdaki vidyoda da "Large Hadron Collider-LHC (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı)"nın ne menem bişi olduğunu güzel, sade, eğlenceli bir şekilde anlatıyor.


Ayrı bir post şeetmeyelim şimdi; şurada iki kelam etsek yeter: Bu vidyo TED diye bir sitede. Bu sitede zilyontane video var; ortak yanları alanının uzmanları tarafından yapılan, bazısı kısa bir vidyo bazısı uzun bir ders olan konuşmalar. Gidip yutupta, fispukta, bloggerda falan (kendime de batırırım iğneyi)abidik şeyler izleyeceğinize buradan iki vidyo izleyin de genel kültür olsun! Hadi bakiim; yallah!!!

DipNot: İngilizcem yok bahanesini de kabul etmiyorum; Türkçe altyazılı izlenebiliyor vidyolar.

Trafikte sıkılan adam

Amca feci sıkılmış trafikte. iPhone da her derde deva haa:)))

Sualtı Yamaç Atlayışı

Sualtı Yamaç Atlayışı dedim ama adı bu mudur bilmiyom; hiç araştırmacı günümde de değilim anacım.

Her türlü açıklama vidyonun sonunda var; ammavelakinvedefakat google da neyin çıksın diye iki kelam edeyim: Dalış, Base Jump, Nefes Tutmaca, Tüpü evde unuttuk lan Necmi netcez?

Regal, severim...

Regal diye bir marka var; Vestel'in yan ürünü. Bu yan ürün meselesini de hiç anlamam. Neymiş, daha düşük kalite, bu sebeple ucuz ama benim markamın adına yakışmaz ucuz mal satmak. Başka açıklaması varsa biri yapsın; ekonomist, tüccar filan değilim sonuçta:p

Neyse; Regal diyordum. Severim kendilerini. Vestel'i sevmem ama; nasıl oluyor bilmiyorum, sormayın:) Galiba reklamları sebebiyle seviyorum Regal'i.

Şu reklama bak hele; sevilmez mi allaaaseenn :)

Fıkra (gibi gibi)

Fıkra olarak başarılı bulamasam da anlatmaya çalıştığı şeyi beğendim:

Tanrı dünyayı yarattığı zaman gelecekteki ulusların temsilcilerini yanına çağırmış ve her birine ikişer erdem vermiş:
- İsviçrelilere Düzenlilik ve Yasalara Saygı,
- İngilizlere Soğukkanlılık ve asalet,
- Japonlara Çalışkanlık ve Sabır,
- İtalyanlara Neşe ve Romantizm,
- Fransızlara Şarap ve Güzel Yemekler,
- Türklere Zeka, Dürüstlük ve Tayyip sevgisi.

Meleklerden biri bu dağıtımdan sonra Tanrı'ya sormuş:

"Gayet hoş olmuş bu uyarlama. Bütün uluslara ikişer erdem verdiniz; ama Türklere üç tane..."

"Evet ama..." demiş Tanrı "sadece ikisini kullanabilecekler. Böylece; bir Türk zeki ve Tayyipçi olduğu zaman dürüst, dürüst ve Tayyipçi olduğu zaman zeki, hem zeki hem de dürüst olduğu zaman Tayyipçi olmayacaktır.".

Kucakla Hayatı!!!

Elin Kuzey İrlanda'sında yaşayınca Türkiye'de görüp anlam veremediğimiz, kıçımıza batıyor diye söylendiğimiz otobüs koltuklarındaki emniyet kemerlerini kullanan, arabanın arka koltuğundaki emniyet kemerlerini taktıkları yetmiyormuş gibi seni de uyaran insanları görebiliyor insan:) Alamanya'da da öyle olmuştu; arka koltukta kemer takmıştım.

"Kaza" kelimesinin açıklamasında "elde olmayan", "beklenmeyen" gibi tanımlar olduğunu unutan halkıma arka koltukta kemer taktırmak ne kadar mümkün bilmiyorum ama en azından birilerinin, o şeylerin süs olmadığının farkında olduğunu bilmenizi istedim.

Yazımı bu blogun adeti olduğu üzere bir "beğenilmiş" ile bitireyim; buyurun efem: